Merhabalar sevgili dostum, birçok insan etkili konuşma becerisinin diğer insanları ikna etmek noktasındaki en önemli anahtar olduğunu düşünür. Bir noktada kısmen haklıdırlar ama gözden kaçan bir şey vardır “SUSMAK” bazen az konuşmak, etkili konuşmaktan, inanılmaz güzel konuşmaktan çok daha etkileyici ve daha işlevsel olabilir. Nasıl mı?
Bu içerikte sizlere susmanın, az konuşmanın faydalı ve güçlü özelliklerinden bahsetmek istiyorum.
Az konuşmayı ve yerinde susmayı beyaz masum bir manipülasyon tekniği olarak tanımlayabilirim.
Sessiz kalmak nerde işe yarar, bizi nerde güçlü yapar?
1. Dinleyerek değerli hissettir
En temelde ikili ilişkilerde konuşmak karşı tarafa bir şeyi ispat etmek tarafında duruyorsun ya işte öyle bir ilişkide karşı taraf o ilişkide var olduğunu hissetmiyor. Sen konuşuyorsun, sen anlatıyorsun ve diyorsun ki ben ona o mevzuyu ne kadar iyi anlatırsam o insan mevzuyu iyi bilecek ve benden o kadar etkilenecek.
Sen anahtarı benim ne kadar iyi anlattığım olarak düşünüyorsun. Ama gerçek ilişkilerde asla anahtar bu olmaz. Gerçek ilişkilerde iyi hissettiren ve karşı tarafı etkileyen şey; ben ne kadar önemseniyorum? ne kadar dinleniyorum? karşı taraf beni ne kadar ciddiye alıyor?
Sen susarsan ve karşı tarafa bütün dikkatini vererek dinlersen işte o zaman karşı taraf kendisini çok değerli hissediyor. Ve sen o anda karşı tarafı etkilemiş oluyorsun.
2. Bilmediğin konuda kesinlikle konuşma
Çok konuşan insanlar konuşmaması gereken şeyler hakkında bir şekilde tam bilmediği konular hakkında da konuşmaya başlarlar ve sen konuştuğun her alanda içinin o kısmını açarsın karşı tarafa gösterirsin. Yeterince dolu olmadığın konularda konuştuğun zaman karşı taraf senin içini görecek ve diyecek ki ne kadar boş bir adam – boş bir kadın.
İşte böyle olduğu zaman şunu bilmen lazım karşı taraftaki imajın bozulmaya başlıyor. Ama az konuşursan ve çoklukla susmayı tercih edersen insanlar görmediği şeyi dolu zannediyor. Yani burada kişisel imajını oluştururken bilmediğin konuda kesinlikle konuşmaman, her konuya atlamaman lazım.
Oradaki o suskun imaj varya inanılmaz etkileyici. İnsanlar seni böyle durumda gizemli, karizmatik ve daha güçlü görme eğiliminde oluyor eğer ki boş konuşmazsan.
3. Daha az konuş ve cevap olarak bazen tebessüm et
Daha az konuştuğunda etrafındaki insanlar seni bilge insan olarak yorumlama eğiliminde olurlar. Şöyle etrafa baktığın zaman tarikatları anlatan belgeseller var, Netflix’de de var izleyebilirsin. Osho’yu anlatan bir belgesel var daha önce önermiştim. Osho’nun belgeselinde çok dikkat çekici bir şey var. Osho bazen bir haftalık sessizlik orucu yapıyor. Odasından çıkmadığı günler oluyor.
Şimdi ben o anda bir psikolog olduğum için onun mimiklerini yorumladığım zaman Osho’nun çok olgun olmadığını, arzularının peşinden giden bir adam olduğunu gözlemledim. Ben psikolog olduğum için bu yorumu yapabiliyorum. Ama sen onun etrafında olsan ne düşünürsün? Konuşmuyor, odaya kapanıyor, sessizleşiyor ve sadece dinliyor tebessümlü bir şekilde sana bakıyor.
Sen heyecanla ona bir şey anlatıyorsun ikna etmeye çalışıyorsun o sadece bakıyor. Bir süre sonra konuşmayan insanı inanılmaz bilge, inanılmaz derin ve hatta doğa üstü güçleri olan birisi gibi yorumlama eğilimi ortaya çıkıyor.
Tabikide bizim öyle bir etki oluşturmak gibi bir amacımız yok ama eğer insanları etkilemek istiyorsan bu bilge görünüşü elde etmek istiyorsan birazcık konuşmamayı tercih etmek bazen sadece tebessüm eder şekilde bakabilmek bile çok faydalı oluyor.
4. Terapist sessizliği ile daha fazla şey öğren
Terapist sessizliği dediğimiz bir şey var bu aslında karşı tarafın daha derinlerini anlatması kendini açması için kullandığımız bir yöntem. Birçok insan sessizlik konusundan bahseder ama sessizliğe bariz bir şekilde maruz kaldığı zaman çok rahatsız olur.
Peki terapist sessizliğini nerde kullanabilirsiniz? Diyelim ki karşımdaki danışan bana bir olay anlatıyor aslında çok etkileyici sıkıntılı ve travmatik bir olay ama o bunun çok da önemli bir olay olmadığını görüyor bana öyle yansıtıyor. Bende ona diyorumki + bu olay seni nasıl etkiledi? – ya hiç bir şekilde etkilemedi. Ben susuyorum o anda… Ortamda bir sessizlik. 5 saniye, 10 saniye, 15 saniye, 30 saniye ve o anda rahatsızlık ortaya çıkmaya başlıyor.
Ben sessiz kaldığım için karşı taraf diyor ki burda farklı bir şey var daha fazla şeyler söylemeliyim. Ve o anda kendini anlatmaya zorluyor. Aslında en başta anlatmaya gönüllü olmayan kişi kendini daha fazla açmak zorunda hissediyor.
Böyle olunca biz onun anlatmadığı duygulara erişmeyi daha kolay bir şekilde elde edebiliyoruz. Bu bazen iş görüşmelerinde de ortaya çıkar karşı taraf sana bir soru sorar sen ona cevap verirsin ve o kişi sessiz kalır. Kendini o kadar rahatsız hissedersinki o an ona daha fazla şey vermek istersin, daha fazla şey anlatmak istersin.
İşte bu yöntemi günlük hayatında özellikle tanımak istediğin insanlarla beraberken kullanabilirsin. Bir soru sorun ve 15, 20 saniye bekleyin, bu sessizlik kimseyi öldürmez ama karşı tarafa kendini anlatması için daha fazla motivasyon oluşturacağı kesindir.
5. Hedeflerini ve hayallerini anlatmamaya çalış
Hedefleri ve hayatları hakkında çok konuşan insanlar az harekete geçen insanlardır. Peki bu insanlar az harekete geçtikleri için mi çok konuşur, yoksa çok konuştukları için mi eylem kısmına geçmiyorlar? Bence ikinci kısım yani çok konuştukları için eyleme geçmiyorlar.
Çok konuşan insanlar özellikle hayalleri hakkında konuşurken belli bir heyecan duygusu yaşıyor. Ve bu duyguyu yaşayan insanlar sonrasında işin gerçeğine ulaşmak için o zorluğu yaşamak konusunda kendini motive hissetmiyor.
Bundan dolayı şunu diyebiliriz;
Az konuşan, hedefleri hakkında konuşmayan insanlar gerçek hayattaki eylem noktasında daha başarılı oluyor. Bundan dolayı sende hedeflerin ve hayallerin hakkında daha az konuşmalı ya da susmalısın. Bence bu faydalı olacaktır.
6. Sorulara önce sus, sonra cevap ver
Sessizliği etkili bir şekilde kullanacağımız bir diğer alanda birisi sana sorduğu zaman ortaya çıkan durum. Birisi sana soru soruyor ve sen o soruya vereceğin cevapla çok etkileyici bir sonucu ortaya çıkartamayacaksın.
Böyle bir durumda o soruya cevap vermeden önce karşı taraftan gözlerini ayırmadan kendinden emin bir duruşla 10-15 saniyelik sessizlikten sonra düşünüp ben bu konuda şöyle düşünüyorum dediğin zaman önceki versiyona göre yani hemen cevap verdiğin versiyona göre çok daha etkili ve değerli algılanıyorsun.
Bundan dolayı cevap vermeden önce 10-15 saniyelik sessizliği kullanman oldukça işine yarayacaktır.
Diğer insanları etkilemeye çalışırken kullandığın kelime ile ciddiye alınma puanın ters orantılı diyebiliriz. Bir mevzuyu anlatırken ne kadar çok kelimeye boğarsan, ne kadar çok kendini açıklama ihtiyacı hissedersen karşı taraf sana o kadar az değer veriyor.
Bundan dolayı kendini ifade ederken bir şekilde tasarruf yapmayı öğrenmen lazım. Daha az kelime ile daha az israf yaparak ifade edersen karşı taraf senin sözüne de kişiliğine de daha çok değer verecektir.
Buraya kadar okuduğun için teşekkür ediyorum güzel insan kendine çok iyi davran görüşmek üzere.
Beyhan Budak videosundan alıntılanmıştır.
İlk yorum yapan siz olun