Araştırmalara göre, kadınlar, erkeklerden ev işlerine 3 kat daha fazla zaman harcıyor. Kadınlar daha iyi yemek pişirirler, sevdiklerine bakarlar ve tabii ki temizliği yaparlar. Düzenli bir ev gerçekten gözlerimizi memnun eder, ancak evimizi temizleme ve bakım sürecinde sadece çevremizdeki nesnelere değil kendimize de zarar verebilecek hatalar yapabiliyoruz.
Bu hatalara gelin birlikte bakalım.
Elektrikli süpürge yerine normal süpürge kullanmak
Tabi ki, yerdeki kiri ve döküntüleri bir süpürge ile süpürmek, elektrikli süpürge ile temizlemekten çok daha kolaydır. Ancak sorun şu ki, el süpürgesi, tozu ve kiri toplamaz, bunun yerine hepsini havaya kaldırır ve odaya yayar. El süpürgesi yalnızca örneğin dökülen unu hızlı bir şekilde toplamanız gerektiğinde kullanmalısınız. Diğer tüm durumlarda, elektrikli süpürge kullanmak daha iyidir. Kural olarak, modern süpürgeler eskilere göre çok daha kullanışlıdır. Bu yüzden zemindeki kiri temizlemek artık eskisi kadar zor bir iş değil.
Kızartma yağının gidere dökülmesi
Hepimiz kadınsı ürünleri, kağıt havluları veya diğer büyük eşyaları tuvalete atmamamız gerektiğini biliyoruz. Ancak çok azımız, yağ gibi diğer küçük şeylerin de gidere atılmaması gerektiğini biliyor. Atık yağ borulara yapışır ve kokuya neden olur. Bir tesisatçı çağırmak zorunda kalmamak için, kanalizasyon borularına yanlış zararlı şeyleri dökmemeye çalışın. Yağ artıkları su geçirmez bir torbaya konulabilir ve çöpe atılabilir.
Nemlendirici kullanmamak
Bir apartman dairesindeki duvar kağıdı, sürekli yüksek nem varsa nemlenebilir ve küflenebilir. Dahası, halı, parke ve laminat da bundan etkilenir. % 55’in üzerindeki nem seviyesinde zemin nemlenir, şişip deforme olabilir ve gıcırdamaya başlayabilir. Ancak çok az insan, nem eksikliğinin vücuda da zararlı olduğunu ve alerji, kuru gözlerden bronşite kadar çeşitli hastalıkların gelişimine katkıda bulunabileceğini bilir. Sağlığınıza dikkat etmek için nemlendirici almanıza gerek yoktur. Nasıl hissettiğinize odaklanın ve havayı daha sık nemlendirin – sıradan bir sprey şişesi bunu yapmanıza yardımcı olabilir.
Eldivensiz tuvalet ve lavaboların yıkanması
Tuvalet ve lavaboları yıkamak için güçlü kimyasal maddeler (çeşitli dezenfekte edici ve antibakteriyel deterjanlar) kullanmaya alışkınız. Ancak çok azımız bu ürünleri eldiven ve maske gibi korumalarla kullanıyor. Aktif maddeler deri ile temas ettiğinde tahrişe ve hatta kimyasal yanığa neden olabilir. Kimyasalı solumak da tehlikelidir. Üreticiler bu ürünleri sadece iyi havalandırılmış alanlarda kullanmanızı tavsiye etmektedir.
Pencereleri sürekli açık tutmak
Bir yandan pencereleri güneşli tarafa bakan insanlar, evlerinde daha fazla ışık olduğu için şanslılar. Öte yandan, güneş ışınlarının eve girmesine izin verme arzusu size acımasız bir şaka yapabilir. Sebebi ise, camlar ultraviyole B ışınlarını neredeyse tamamen engellediği, ancak A tipi ışınları ilettiği içindir. Bunlar ciltte yaşlanmaya neden olan ve mobilyaların rengini kaybetmesine neden olan ışınlardır. Tam tersi, perdeleri sürekli kapalı tutmak da tehlikelidir. Bilim adamlarına göre, güneş ışınları bazı bakterileri öldürür ve bizi iyi bir ruh haline sokar ki bu da daha az önemli değildir.
Halıyı çok sık yıkamak
Temiz bir halı, her evin gururudur. Lekeleri çıkarmak ve temizlemek için ne kadar zaman ve enerji harcandığını hayal etmek zor değil. Ancak çok sık yıkamanın halıya, özellikle suni malzemelerden yapılmış ve çok pahalı olmayan halılara zarar verebileceğidir. Halı nemlenmeye başlayabilir, ve ekstra nem nedeniyle renklerini kaybedebilir – tüm bunlar ürünün tamamen bozulmasına neden olabilir. Onun ömrünü uzatmak için, çok sık yıkamamak gerekir. Haftada 2 kez süpürmek ve yılda 1 kez yıkamak yeterlidir.
Çamaşır makinesinin kapısının kapalı tutulması
Çamaşır makinesinin kurulu olduğu banyoda çoğu zaman fazla yer kalmaz, bu yüzden birçok kişi kapağını kapalı tutar. Ancak kapak kapatıldığında makinenin içindeki su kurumaz. Daha da kötüsü, artan nem, bakteri ve küflerin çoğalması için mükemmel bir yer haline gelir. Bu nedenle uzmanlar, çamaşır makinesi çalışmıyorken kapağını biraz açık tutmanızı tavsiye ediyor.
Yatak odasında çok fazla bitkinin olması
Yatak odası, evinizdeki en rahat yerdir. Güçlü aroma ve parlak detayların algımızı değiştireceğini ve bu odada daha rahat hissedeceğimizi umarak daha fazla çiçek, süs eşyası ve hediyelik eşya satın alırız. Aslında, bitkiler evdeki mikro iklimi iyileştirir ve rahatlık yaratır, ancak çiçek açtıkları zaman değil. Çiçekli bitkilerin ve karbondioksitin güçlü kokusu baş ağrısına neden olabilir veya sizi rahatsız edebilir. Çiçek kokusundan rahatsız olmazsanız, bu harikadır, ancak aromaları uykunuzu etkiliyorsa çiçekleri başka bir yere taşımalısınız.